OKUMA BAYRAMI İLE EĞLENDİLER VE EĞLENDİRDİLER

ÖĞRENDİLER OKUMAYI VE YAZMAYI
24 Mayıs 2007 tarihinde okulumuzda okuma bayramı ve ana sınıfı şenlikleri vardı. Mini mini birlerimiz okumaya geçmenin mutluluğunu aileleri ve tüm arkadaşları ile birlikte kutladılar.
Öğrenmişler okumayı. 1.5 saatlik saatlik programı minicik kalplerindeki sevgi ve başarmanın mutluluğu ile çok güzel sundular. Pırıl pırıl gözler, titreyen elleri ve kocaman emekleriyle o günün yıldızlarıydılar.
" Okulumuzun açılışından bu güne çok zaman geçti. Bu sürede çok çalıştık, çok yorulduk ama basardık. Sizin destek ve güveninizi boşa çıkarmadık. Bizlere duyduğunuz güven ve içten sevgi yolumuzu aydınlattı. Lütfen olabilecek hataları anlayışla karsılayın. Bu bizim ilk gösterimiz."
Dediler.
1. sınıf olmanın verdiği şaşkınlığı, Hacivat ve Karagöz’ ü, şiirlerini, canlandırmalarını, manilerini, yarışmaları, dans gösterilerini, İnsan Hakları’ nı kendi dünyalarından bize yansıttılar. O gün onların gözünden baktık
her şeye. Ana sınıfının yedi cüceleri, palyacoları, balon patlatanları... Şaşırdılar, unuttular, düştüler ama çok sevimliydiler.
tabi bir yıl boyunca uğrasıp yaptıkları hersey de sergideydi.
İlçemizin gazetesi ana sayfasına tasıdı onları :
" Sarıköy Hasan Çakan İlköğretim Okulu öğrencileri çok çalışmış ve rengarenk bir program hazırlamış."
Onları en çok mutlu eden buydu sanırım :)

NEDEN GÖKKUŞAĞI?


Dünyanın bütün renkleri bir araya toplanmışlar ve hangi rengin en önemli, en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar.
Yeşil söze başlamış: “Elbette ben en önemli rengim. Ben yaşamın ve umudun rengiyim. Çimenler, yapraklar, ağaçlar için seçilmişim. Yeryüzüne şöyle bir bakın, her taraf benim rengimle kaplı.”
Mavi oradan atılmış: “ Sen sadece yeryüzünün rengisin, ya ben? Ben hem denizin hem gökyüzünün rengiyim. Gökyüzündeki mavi, insanlara huzur verir ve huzur olmadan da siz hiçbir şey yapamazsınız.”
Sarı söze karışmış: “Siz dalga mı geçtiğinizi sanıyorsunuz? Ben güneşin rengiyim, dünyaya sıcaklık verenim. Ben olmasam hepiniz soğuktan donardınız.”
Turuncu onun sözünü kesmiş: “Ya ben? Ben direncin ve sağlığın rengiyim. İnsanın yaşaması için gerekli vitaminler benim rengimde bulunur. Portakalı, havucu düşünün. Pek ortalarda görünmeyebilirim ama güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzelim rengi veren benim, unutmayın!”
Kırmızı dayanamayıp söz almış: “Ben hepinizden üstünüm. Ben kan rengindeyim. Kan olmadan hayat olur mu? Hem ben cesaret ve tehlikenin rengiyim. Bensiz bu dünya bomboş kalırdı.”
Mor ayağa kalkmış: “Hepinizden üstün olan benim. Ben gücün ve asaletin rengiyim. Bütün liderler ve krallar beni seçmişler. Otorite ve bilgeliğin rengi benim.”
Bütün renkler bir ağızdan konuşmaya devam edip kavgaya tutuşmuşlar. Her biri diğerini itip kakıyor ve: “ En üstün benim…”diyormuş.Derken bir anda şimşekler çakmaya, yağmur damlaları gökten inmeye başlamış…Bütün renkler neye uğradıklarını şaşırıp korkuyla birbirlerine sarılmış.
“Sizi aptal renkler. Bu kavganızın anlamı ne? Bu üstünlük kavganız neden? Siz bilmiyor musunuz ki her biriniz farklı bir görev için varsınız, birbirinizden farklısınız ve her biriniz çok özelsiniz…Haydi, şimdi el ele tutuşup bana gelin.” Renkler bu sözlerden çok utanmışlar. El ele tutuşup gökyüzüne doğru havalanmışlar ve bir yay şeklinde oraya yerleşmişler. Yağmur; “Bundan sonra her yağdığımda siz birleşip bir renk cümbüşü olarak gökyüzünden yeryüzüne doğru uzanacaksınız. İnsanlar sizi gördükçe huzur ve güç bulacaklar. İnsanlara yarınlar için bir umut olacaksınız. Gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size ‘ GÖKKUŞAĞI’ diyecekler. Anlaştık mı?” demiş.
Bu yüzden ne zaman dünyamızı yağmur yıkasa ardından gök kuşağı belirir. Biz de gökkuşağındaki o renkler gibi birbirimizden farklıyız ve hepimiz çok özeliz. Bunun farkında olmalı ve uyum içinde yaşamalıyız.
Salih GÜN
Adım Adım Türkçe
( Düzenlenmiştir. )
Arkadaşlarım neden gökkuşağı diye sordular bende onlara bu metni okuttum.8 Mart perşembe günü öğrencilerimle Türkçe dersinde işledik bu metni. Çok beğenmiştik. Anlamlı ve güzel bir ders veriyordu. Bu metnin işlendiği günlerde okulumuzda gazete çıkarma çalışmaları vardı. Metnin bu kadar anlamlı olması gazetemizin adının kafamızda belirmesine de yardımcı olmuştu ve karar verdik gazetemizin adına. Artık Sarıköy Hasan Çakan İlköğretim Okulu GÖKKUŞAĞI Okul Gazetesi her ayın 5. günü öğrencilerimize, köy halkına ve ilçeye ulaşacaktı. Gazetemize adını vermiştik. Sırada web sayfam blogger vardı ve yine gökkuşağı ile yola başladım.